25 Temmuz 2015 Cumartesi

3 Gün, 2 Tenisçi ve 1 Wimbledon Maçı

Tribünler tıklım tıklımdı. Aralarından 2 çocuk sıyrılıyordu elit ve Londralıların arasından. Saçlarını güneşten koruyan Wimbledon şapkaları ile korttaki top toplayan çocukları andırıyorlardı. Farklılıkları şuydu ki biri Amerikalı John Isner, diğeri ise Fransız Nicolas Mahut'u destekliyordu.
Çocuklar kendilerinden öyle eminlerdi ki yapılan hataları, sliceları veya passing shot winnerı tartışıyorlardı. Sadece bu iki çocuğu değil, seyircilerin tümünü de hatta Isner ve Mahut'u da gafil avlayan bir mücadele olacaktı.

Telaşla bekliyoruz, heyecanlanıyoruz izlerken, sonra ne olduğunu bile anlamadan maç bitiveriyordu. İşte sıradışı bir maç üstelik çok uzaklara gitmeyin bundan sadece 5 yıl öncesi. Henüz yeni açılışı yapılmışken, tenisin hakkının verildiği maç/maçlar alkış koparıyordu.
Wimbledon'da hemen her gün 40 bin kişinin izlediğini de düşününce müthiş bir atmosfer. Her oyun tüm kurallar gereğince oynanıyordu. Biri hariç, kuralların ötesinde...


Isner ve Mahut karşılaşmasına hazırlanın!
Isner ilk seti 6-4 kazanmasını bildi. İlk setin ardından bu yenilgiye pabuç bırakmayacağını belirten 6-3 ve 7-6'lık setlerle kazandı ve Mahut bir de durumu 2-1'e getirdi. 
Maçın baş döndürücü olacağı bu noktayla birlikte ayrı bir ivme kazanacak. 
Isner 4. seti 7-6 alıp durumu beraberliğe getirdi. Havanın karamasıyla maç ertelendi.

Ertesi gün, son setinde akıbeti 6-6 olunca oyun"tie-break" taşındı. Enteresan ve bir o kadar "yok artık" dedirten bir maç vardı toprak kortların efendisinde. 2. günün sonunda tie-break de 59-59 beraberlik hakim ve maç hakemi Lahyani yine havanın kararması sonucu ertesi güne erteledi son seti.


Maç rekora/rekorlara koşuyor, Wimbledon tenis turnuvasının tarihi maçı olarak tribünlerde, Londra sokakları da ağızdan ağza dolaşıyordu.
Maçın 3. gününde karşılaşmanın saatler öncesinde tribünü, en uçtaki tepeler dahi yerini almıştı. Sanki final maçı oynanıyormuş gibi alkışlar ve ıslıklar donattı kortu. Maçın sonunda ya da 3 günün sonunda gülen taraf Isner'di. 
Tie-break 70-68 bitince, seyirciler maç hiç bitmesin dercesine süzülüyordu.


Maçı bu kadar uzun kılan buldukları servis kırma şanslarının değerlendirememesi oldukça etkiliydi. İnsan gerçekten böyle bir maçın bitmesini istemeyebilir. Yine de burada kazanan tek başına Isner olarak görmemek gerek. Her oyunda aynı azmi göstermek, yorgunluğun arkasına sığınmamak bu maçların büyüsüydü. 

Seyircilerin arasındaki iki çocukta maçın sonunda birbirlerine sarılıp, aldıkları hazzı anlatıyorlardı umarsızca. İkisi de maçın en başındaki gibi tek bir tenisçiyi desteklemek yerine ikisini de alkışlıyor, kazanan kim olursa olsun sevinç cümleleri kuruyorlardı.
Bu muazzam maçın tarafı da olamazdı zaten.

Vaziyeti ahval böyle olunca rekorlu maçtan bazı notlar düşmekten keyif alırım.

  • 183 oyun - 16 kez servis kırma (Mahut 1 kez, Isner 2 kez kırabildi.)
  • 980 puan oynandı. (Mahut 502, Isner 478 puan)
  • En uzun tenis maçı rekoru (11 saat 5 dakika) 
  • En uzun set rekoru (5. set / 8 saat 11 dakika)
  • En fazla oyun olan set rekoru (5. set / 138 oyun)
  • En fazla oyun olan maç rekoru ( toplam 183 oyun)
  • En fazla "ace" yapan oyuncu rekoru (Isner 112 ace, Mahut ise doğal olarak 2. oyuncu)
  • En fazla "ace" yapılan maç rekoru (toplam 215 ace)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.