29 Temmuz 2015 Çarşamba

Düşünen Adam: Oktay Mahmuti

Neden her çocuk spor hayatına futbolla başlar? Basit bir cevabı var gibi. Kale ve top olduğunda oynanması kolay gibi duruyor. Peki sadece topa ihtiyaç duyan voleybol sporuyla da başlanabilir pek ala! Öyle değil mi? 
Başarıya giden pek de düz bir yol yoktur. Çoğunlukla engebeli, aksi olduğunda çıkışı da inişi de "keskin" olur. Sporu bir sanata benzeten Oktay Mahmuti, sanatçı edasıyla oyununa fırça darbeleri vurmaktan çekinmiyor.

Makedonya doğumlu başarılı koç, ortaokul yılları itibariyle ayağındaki topu eline alarak parkeli zeminin yolunu tuttu. Göz önünde tutulması gereken bir husus basketbolun başkentlerinden sayılabilecek Yugoslavya'da barınabilmek oldukça zor. Mahmuti'de bunu fark etmiş olmasından ötürü 20 yaşında antrenörlüğe yönelmiş.

Tam da çocukluk dönemlerinde Efes Pilsen'in başında olan ve 6 yıl takımının ipini göğüsleyen 6. adam olmayı başarıyor. Efes'i Efes yapan Oktay Mahmuti ve Ergin Ataman'dır. Tabi temelde Aydın Örs'ü belirtmeliyim. 90'lı yılların başı ile adeta basketbol okulu ortaya çıkardılar. 
Şimdilerde aynı etkiyi Darüşşafaka Doğuş'ta veriyor.


İlk koçluk deneyimini Eczacıbaşında geçirse de arkasından Efes, Benetton Treviso, Galatasaray, Darüşşafaka takımlarında beğenilen, disiplinli çalışma sistemi ve rekabetçi anlayışıyla onu takdir gören teknik adamlarımızdan yapıyor.
Tek başına bu savları yeterli görmüyor. Aynı zamanda oyuncuların ve sporda ilerlemek isteyen gençlerin eğitimlerini bir köşeye bırakıp tozlanmasını istemiyor. 

Kendisi oldukça iyi bir örnek. Antrenörlüğün yanı sıra eczacılık mezunu. Bir sporcu kendine verdiği değer ve bilgi ne kadar çok artarsa daha inovatif ve daha farklı bakış açısıyla yükselir. Elbette doğru zamanda doğru yerde, şansın ve tecrübeyi de ilave ederek. 


Zafer sarmalı artık Okatay Mahmuti'nin parmaklarındaydı. 2. ligden yükselmiş büyük yatırımlar yapılan, uzun soluklu sponsor anlaşmaları sonucunda aslında yeni gibi görünse de 101 yıllık köklü takımdan yenilikçi ve iddialı bir takım namı diğer "Daçka" Tbl'de soluğu aldı.

Eşi benzerine zor rastlanır türden başarıyı sahalara taşıdı. Bir üst lige çıktığı gibi ligi de 3. sırada bitirmeyi başardı. Koçun ve takımın yükselişi, ülkemizde maalesef sıkça görülen saha olayların ve şiddetin olmadığı takım olarak Euroleague'in de dikkatini çekmiş özel davetle (wild card) (keza bu başarıyı şampiyonluk sarhoşu Pınar Karşıyaka'da aldığını söylemek gurur verici.) Euroleague'de mücadele edecek 4 takımdan biri olmayı sonuna kadar hak ettiler.


Güçlü iradesiyle henüz son noktayı koymadı koç. Ülke basketbolu ve vizyonu açısından Avrupa'da da çok ses getirecek gibi.
Karizmatik, duruşuyla ve her maçta kendini maça kaptırarak sergilediği düşünen adam portresiyle... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.