15 Temmuz 2015 Çarşamba

Gasol Kardeşliği

Odanın ışıklarını yaktılar. Kardeşinin gözünü kapatıp küreyi çevirdi. Eliyle bir noktayı seçti. Tatlı ve şirin gülümsemesiyle tek gözünü araladı. Dünya kocaman bir yerdi. Endişeliydi ama abisi ona göz kırparak "bak artık Amerika rüyamız gerçek olacak" dedi. O sıcacık sarılmaları yıllarca samimiyetini koruyacaktı. 
Onların hikayesi Pau Gasol'un Nba gidişiyle başladı. Bir küçük girizgahı İspanya'dan yapsalar bile.

Sporcuların çocukluğundan başlayan hayat serüvenleri Pau içinse basket hayatı 18 yaşında Barcelona ile başladı. Kısa sürede de hem Avrupa camiasında hem de tüm basketbolcuların hayallerini süsleyen Nba tarafından dikkatleri üzerine çekti.


Asıl parlamasını şimdi yapacaktı. Yeni bir yıldıza hazırlar mıydı yoksa Pau bunu kaldırabilir miydi? 2001 senesinde Nba draftında 1. tur 3. sırada Atlanta'ya draft edilerek Avrupalı oyuncular arasında en geç draft edilme rekorunu da kırmış oldu.
Ancak Atlanta Hawks Gasol'un elindeki cevher olduğunu fark etmeyip kendi elleriyle Memphis Grizzlies'e takas etti. 

Uzun boylu olmasına rağmen  'baby face' yüzü cılız görüntü sergilemesi tedirgin bakışlara sebep olsa da artık Nba'in havasını solumuş biri olarak mental ve vücut açısından istenilen seviyelere geliyordu. Aynı yıl içerisinde koleksiyonuna yılın çaylağı seçilerek ilk Avrupalı basketbolcu olmayı da ekledi.


Milli takımda ve Avrupa da gösterdiği narin oyuncu profili; kendine hayran bırakan top tekniği ve bilek hareketlerinin esnekliği sayı üretmesinde yardımcı oluyordu.
Bazen bir oyun kurucu gibi sahayı koşuyor bununla yetinmeyip orta mesafeli şutlarla istatistiğini yukarı çekerken bazen de bir pivot gibi smaç basabiliyor.
Pau Gasol attığı şutlarının yanı sıra asist yaparak da attırıyordu. Yapı ve düşünce itibarı ile 4 numaralı yani "power forward" en uygun adamıydı.

Cevap verme arzusuyla Memphis'te lider kıvamına gelmişken Los Angeles Lakers hediye paketinin fiyongunu çekti. Üstelik bu noktada kardeşi Marc Gasol devreye girecekti.


Marc abisinin Nba'de oynamaya başlamasıyla ailesi ile birlikte Amerika'ya taşındı. Küre aklına geldi ama o heyecan yoktu içinde. Çünkü daha pişmesi gerektiğinin farkındaydı. Liseyi bitirir bitirmez Barcelona'da oynamaya başladı. Tıpkı abisi gibi.
2008 yılı ile abisini de kapsayan takasla Memphis'in yolunu tuttu.

Birçok taraftarın ve takımın peşinden koştuğu Pau Gasol'u armağan etti. LA taraftarları şampiyonluk için umutları yeşerdi.


Pau ve Kobe Bryant ile üst düzey oyun sergilerken Batı Şampiyonluğunda tadına bakmış oldu. Bu lezzetleri sıcağı sıcağına Nba Şampiyonluğu ile taçlandırdı.

Hiçbir zaman Marc abisi gibi tam bir performans sergilememiş sanki onu tutan bir şeyler varmış gibiydi. Benim için Gasol kardeşler bir elmanın yarısını paylaşmıyorlardı. Pau %60'ı oluştururken Marc %40'lık oran sergiliyordu. Yinede birlikte sahadayken akıllarda unutulmayacak izler bırakıyordu.


Bu yılda EuroBasket 2015'de B grubunda Milli takımımızla aynı grupta İzlanda, İtalya, İspanya, Almanya ve Sırbistan ile eşleşecek olmamız Gasol kardeşlere ayrı bir parantez açmamız gerekiyor.
Lakin Marc ailesiyle tatil yapmak ve kişisel sebeplerini belirterek milli takımımız için iyi haber İspanyolları şoka uğratan haber olarak katılmayacağını belirtti. 
Navarro, Calderon, Rubio gibi önemli isimlerde forma giymeyecek.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.