18 Ağustos 2015 Salı

Futbolun "Efendi"leri!

Futbolda bomba transfer, futbolcuların aldığı bonservis dudak uçuklattı, hakemler maçı çok etkiledi, tribün kapatma cezası, sarı ve kırmızı kart, passolig...
Şimdi bunların olmadığı (kısmen olduğu) bir futbolu konuşmaya ne dersiniz?
Mesela içinde müziğe ne dersiniz ya da biraz oyunculuk katalım. Tamam, boşlukları dolduralım. Edebiyat, belki biraz karikatür. E gülümsememiz de yüzümüzden eksilmesin biraz da komedi ekledik mi tam anlamıyla cümbüş.
Tarafın olmadığı eğlenmek ve keyif almanın listede 1 numaraya alındığı bir renk cümbüşüne ne dersiniz? Mutlaka ki sözünü bahsettiğim konuda bilgisi olanlar vardır ama siz yinede benden duymuş olun.


Harun Tekin, Hayko Cepkin müzik kısımlarında bize eşlik ederken Cansel Elçin, Serkan Öz ve Hüseyin Karabey sinemadaki rolleri ile yerlerini alıyorlar. Alpay Erdem namı diğer "Kamil seven adam" karikatürleri ile bakış açımıza yenisini katıyor. Bu kadar güldük, oynadık ve söylemişken bize yazma konusunda (yazar ve senarist olarak) Doğu Yücel, Emrah Serbes, Ender Özkahraman ve Barış Bıçakçı kalemleri ile futbola tanıklık ediyorlar. 
Hazır bunları yazmışken Can Yayınlarından Can Öz'e de basımını yapmak kalıyor.

Biraz kafa karışıklığı yaratmış gibi duruyor. Bu kadar ünlü ismi bir arada tutan spor tabi ki de "Futbol". Hatta bundan 6 yıl önce kurulan bir takımları dahi var. Ayazma takımı! Ünü oldukça yayılmış durumda. Kuruluşlarında yine Avrupa'nın göbeği Almanya'dan gelen telefonun parmağı var. Bu telefonun sonunda takım sürdürebilirliğini "Efendi Liginde" mücadelelerine keyifli bir şekilde devam ediyor.


Futbolu sıradanlıktan kurtaran Enteller diye de söz ediliyorlar.Farklı karakterlerin bir araya getirip, gittirleri ülkede veya şehirde maçtan sonra da uğraştıkları mesleklerle ilgili faaliyetlerde olduklarını belirtmekte taçlandırıyor futbolu.

Merak edenler olacaktır; bu Ayazma Takımı kendini nasıl tanımlar diye.
“Batının zoruyla kurulan; futbol, sanat ve edebiyatı karıştıran, “Almanlar kaybedince kaybetmiş sayılırız” deyip kazanmaya değil eğlenmeye oynayan; masada kazanıp, sahada kaybeden; yenile yenile Samuel Beckett olmayı öğrenen ama hiç bırakmayan, velhasıl yazar mı yazar, çizer mi çizer, oynar mı oynarlar. Almanya bahanedir, Alsas Loren’i geri alıncaya dek futbol topunun peşinden gideceklerdir. Ne de olsa futbol, 11’erden iki takımın oynadığı, sonunda yazarların hüzünlendiği bir oyundur.”
Kısa, öz, renkli ve sonunda FUTBOL!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.