26 Ekim 2015 Pazartesi

Tek Aşkı Futbol Olmasa da O Bir George Best

Uzun kuyruklar, çığlıklar, imza alma çabaları daha da inanılmazı restorantta yemek yediği çatalı alabilme savaşları. İnsan gerçekten pes diyor. Bu "pes" kelimesini hayran kitlesine yönelttiğinde sizi aşağılayan bakışlarıyla karşılaştığınız söylentiler arasında.
"1969 içkiyi ve kadınları bıraktım. Hayatımda geçirdiğim en berbat 20 dakikaydı." sözlerine sahip George Best'ten başka kimse olamazdı. Kadınların gözünde futbolun James Dean'i olarak nitelense de aslında sıradışı yeteneği, halis muhlis futbolu ile tanınıyor. Günümüze kadar gelmiş bir hayli efsane futbolcu sayarız, aralarında kimi yetenekleriyle sıyrılır, kimi Jose Mourinho gibi keskin sözleriyle, kimisi de özel yaşantısıyla. Ancak Best bu cümlelerin hepsine sahip özellikte. 

Avrupa Şampiyonasındaki Kuzey İrlanda'nın grubundan lider olarak konuşulması son yıllardaki yükselişi dikkatleri üzerine çekmiş, başarının sırrını çözmeye çalışıyorlar. Sadece son yıllara bakmak kesinlikle haksızlık olur. George Best'te bir zamanlar milli takımda iken hayat verenlerdendi. Milli takımlarda öyle ki kariyerinin en ünlü golünü yazdırdı. Sık sık başarılı ve çılgınca oyun sergilemiş olsa da onunda zaafları vardı. Hayatında tek galip gelmek istemediği zaaflar... 



Best'in keşfedilmesiyle Manchester United'a imza atan 15 yaşında bir çocuktu. Her ne kadar cılız ve çelimsiz bir oyuncu profili çizdiyse de antrenmanlarda gösterdiği performans sayesinde kadroya dahil edildi. Kariyerindeki yükseliş basamakları nasıl bu kadar hızlı oldu? 11 yıllık Manchester United formasının genç olmasına rağmen yeteneği ve müthiş çalımlarıyla hakkını vermeye başlamıştı. 
Basit çalımlar değil, 4-5 oyuncuyu umulmadık ve ince hesap hareketleriyle çalımlayarak asist yapar veya gole gider. Yükselen ivmesiyle birlikte takımında adaptasyonu ve "takım" olma başarısı önce lig şampiyonluğu ki burada o yıllardaki ezeli rakibi Liverpool'u ezerek geçmesi, bir dönem Şampiyonlar Ligi Kupasının adı Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğunu kazanmış Best, Avrupa'da "Yılın Futbolcusu" ödülünü kazandı. 

Bu çıkışın son günlerini yaşadığını bilmeyen Best'te düşüş başlamıştı. Hiçbir zaman disipline sahip değildi ama oyun zekası ve oyunu okumasıyla damga vurmayı da başarıyordu. Özel yaşantısını sporla da karıştırınca düşününki ipini kendi çekmiş oldu.



Fazla dağılmıştı George Best. Önce ticarete el attı olmadı, evliliği denedi ki hiç ona göre davranışlar sergilemezken ve beraberinde alkolizm. Manchester'daki son yıllarını futbol kariyerinin de erken sonlandıracağının habercisiydi. Sonun başlangıcı da kiralık verilen takımlar da verimli olamaması, antrenmanlara alkollü gelmesi yine de adına sığınarak 1984 yılına kadar aktif futbol hayatına devam etti. 

Biraz hareketli ve dengesiz yapısıyla neredeyse birçok coğrafyada top koşturdu. Hong-Kong, Avustralya, Amerika gibi ülkelerde çalımlarıyla gollere imza atmaya devam etti. Yine de tutunamadı. Ama yanında eksik etmediği egoları ve fazla "güveni" beyaz bayrağı çekmesi bir oldu. 
Söz konusu George Best ise futbolun en şık halini yaşattı, bu da bir gerçek.
Kadınların göz bebeği, futbolun dahi çocuğu akıllarda "Pele Good, Maradona Better, George Best" sözünü bizlere bıraktı. Haksız da sayılmazlar!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.