19 Kasım 2015 Perşembe

Saniyeler Hayatınızda Ne Kadar Etkili Olabilir? Sporda Çok!

Teknolojiyi hayatımızın parçası haline almışken ve bilakis onsuz bir şey yapamayacak bireylere dönüştük. Sosyal veya iş yaşamının yanında spor dünyasında sağ kolu olma yolunda yol katetti. Mesela yıllar önce teniste Şahin Gözü olsaydı dünya sıralamalarında, maçın gidişatında da muhakkak etkili olacaktı. 
Büyük uçurumlar olmasa da itirazların haklı tarafını konuşacaktık. Basketbol ve Voleybol'da da kamera sistemleriyle karar değişikliğini sıkça görmeye başladık. Atletizm, motor sporları, at yarışları gibi bisiklet sporunda da fotofiniş teknolojisi hayati değerler taşıyor sporcular için. Belki o teknoloji sayesinde Dünya, Olimpiyat rekorları kırıldı. En büyük örneği Usain Bolt'tur. 

Şimdilerde fotofiniş uygulaması sayesinde galibiyetler gerçekten finiş çizgisinden ilk geçene ve hak edene veriliyor. İşte bu noktada genelde alışageldiğimizin haricinde bir bisikletçinin elini havada, sevinç kutlamaları yaparken görmekten mahrum kalabiliyoruz. O dakikada kutlamalar yerine gergin bekleyiş başlamış oluyor. 2012 yılı bisiklet adına büyük adımlar atıldı. En başta ülkemiz adına adımlar.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, Avrupa Turu kapsamında en yüksek kategoriye yükselince uluslararası bir çok takımında ilgisi artmış oldu. İşte o dönemeçte 2012'de kırılma noktası yaşadık. Öyle yarış sonları izlendi ki şampiyonu öğrenebilmek adına nefesler tutuldu. Tam olarak orada teknolojinin yani fotofinişin yardımına ihtiyacımız olacaktı. Hazır ülkemize konuk olmuşken tadını çıkaralım. 


Mark Renshaw & Matt Gass mücadelesi!
Genellikle finiş sprintine ikili mücadelelere sahne olur. Nitekim o günde Mark Renshaw ve Matt Gass ikilisinin inanılmaz mücadelesine tanık olduk. Bitiş çizgisine yaklaşırken hatta saniye farklıyla bisikletini öne doğru atıp çizgiyi aşmaya çalıştılar. Aşıldı aşılmasına da rahat bir yutkunma olamadı. Sonuç açıklandığında "vav" efektleriyle 0.0008 saniye olarak dile getirildi. O kadar imkansıza yakın bir mesafede bitirildi ki onlarca kez izlendi, tekrarlandı, karar değiştirildi, sonunda fazlalıklar atıldı. 
Farkı 0.0003 saniyeye indirerek açıklandı. Peki kim saniyeler, saliseler farkıyla kazanmıştı? Kim ikinciliğin burukluğunu yaşayacaktı? Sorular cevaplarını ararken, o gün orada aslında 2 kişinin çekişmesi, profesyonelliğiyle 1. olmuştu. 

Yarıştan sonra yayınlanan karelere bakıldığında dahi hangi tekerleğin önde olduğunu söylemekte çekiniyorsunuz. Ancak heyecan dorukta, galibiyeti 0.0003 saniye farkla Mark Renshaw'ın oldu. Gözlerinize güveniyorsanız, buyurun sizi şu tarafa alalım. 


Mark Renshaw o yıl alabildiği tek galibiyeti Türkiye Fethiye-Marmaris etabıyla sonlandırdı. Bu finiş çok konuşuldu. Zamanlaması oldukça manidar. Çünkü o gün aynı zamanda Avustralya ve Yeni Zelandalılar için Anzak Günü olarak kutlanıyordu. 

2012 yılında bir başka saniyelerin konuşulduğu Londra'ya dönelim. Adrenalin zirve yaptığı, 2 güçlü kadın devreye giriyor. Victoria Pendleton 6 sprint Dünya, 2 takım, 1 Olimpiyat, onlarca Britanya yarışlarında şampiyonluğu yaşarken diğer köşede Anna Meares Olimpiyat dereceleri, zamana karşı Dünya şampiyonlukları ve rekorları bulunan çılgın istatistikler ve başarılar. İki isimde kısa mesafe sprintlerde rakip tanımayan isimler olunca ortalık darma duman oluyor.



İkili öyle kaptırıyor ki kendilerini kolları ve omuzlarıyla birbirlerine temas edip üstünlük kurmaya çalışıyorlar. Son güçleriyle sprintlerini atıyorlar ve bu ikili neredeyse bitiş çizgisinden aynı anda geçiyorlar. Ortalık kızışacak gibi derken 0.001 saniye farkla Pendleton kazanıyor. Ancak o da ne! Bitişten önce birbirleri ile temasları sonucunda galibiyet ve zirve yer değiştiriyor. 

Anna Meares zoru başarıyor. Saniyeler, saliseler hayatımızın çok büyük payını oluşturuyor. Fark etmesek de! Kimi zaman saniyelerle kaçırdığımız metro veya takımı galibiyete taşıyacak son saniye üçlüğü. O saniyelerde yaşadığınız sevinç ya da üzüntü her şeyi anlatıyor aslında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.