3 Aralık 2015 Perşembe

Chris Froome'un Tırmanış Yolculuğu

Bisikletin sizde bıraktığı anlar var mı? Yani, illa çocukluktan kalma olmayabilir. Bir fotoğraf, bir düşme anı ya da kilometrelerce gittiğiniz bir keşif... Ayırım yapmaksızın kabul. Belki sürmeyi bilmiyor da olabilirsiniz. Olabilir! Bisikleti yaşamında tutku ve kültür olarak görenler için ayrı bir parantez açmalı. Merakla beklenen turlar, Dünya Şampiyonaları bilhassa Tour de France göz bebeğimiz, diğerleri biraz üvey evlat muamelesi görse de bu futboldaki Şampiyonlar Ligi olarak görülmekte. 

Son yıllarda tek bir ismin hükmettiği hegomanyadan kurtulmuş, dişe diş mücadelelerin sergilendiği, birbirine üstünlük kurmaya çalışılan turlar, yeni şeklini almaya başladı. Bazen toy bir çocuk muamelesi görüp tur kazandığınızda büyük etki yaratmaz ama rakipler hemen dikkat keser. Yine dener, başaramaz. Bazen kalbiniz, gerçekten bacaklarınıza söz geçiremez. Lakin sıralamadaki değişikliği gerçekleştirdiğinizde hakimiyeti elinize alırsınız. 2011 yılında dikkat çeken Vuelta a Espana'da ikinci olarak çıkışını yakalar Chris Froome. İspanya ve İtalya turları biraz daha UEFA etkisi yaratır. 
Bir ses getirmek istediğinizde karşılık bulma ihtimali var.



Büyük adımı ise bundan bir yıl önce Team SKY takımına geçti ve bir anlamda kilit isim olma yolunda ilk adımı attı. 2013 yılı aynı zamanda Fransa Bisiklet Turunun da 100. turu olması ayrı cazibe içindeydi. Froome için takım arkadaşlarına domestik yapmanın ötesine geçeceği yıl olarak belirlemişti. 2012'de takım arkadaşı Bradley Wiggins'in, birincilik kürsüsünde 100. tura özel Froome olacaktı ve bundan sonra olacaklardan korkmaya başlayın derecesindeydi, o keskin bakışların altında.
Froome'un baş etmeye çalıştığı Joaquim Rodriguez, Alberto Contador, Vincenzo Nibali yandaşlarına karşılık üstünlük kurma çabaları, rekabeti ve kemik seslerinin duyulduğu yarışlar izletmesi takdire şayandı. 

Chris tüm domestiklerini de kaybetmişti. Peşi sıra gelen şampiyonluklar takım arkadaşları tarafından soru işaretleriyle karşılaşınca tek başına ataklara yanıt vermeye çalışıyordu. Bunlar beraberinde sarı mayonun tatlı gelmesiyle bir kazanan gözünün karartıyordu. 
2013 yılında 100. tur öncesi, daha da geriye sararsak sezon başlangıcında Umman Turunda kariyerinin ilk etaplı tur zaferini elde edince, diğerleri ve başarılar onu izledi.



Tek başına Fransa'ya odaklanmak ne denli doğru olur açıkçası bilemiyorum. Şimdi hakkını verme zamanı. Bu başarıların tesadüf olduğunu bir bölüm atlayıp, doping yaptığını iddia edenleri bekliyorduk zaten. Froome gibi deli yürek bu başarıların şans ile kendisi hakkındaki şüpheleri kaldırmak için kazandıklarını tekrarlayıp susturmaya çabalıyor. 2013'ten sonra 2. kez Fransa Bisiklet Turunda şampiyonluğu göğüsledi. Yalnız arkasından en büyük rakipleri olduğunu hatırlatır, yazıma geri dönerim.

Bisikletin bizde bıraktığı bir diğer an ise dopingler. Baksanıza kim şampiyon olursa, kim farkındalık yaratırsa dopingli damgasını yapıştırıyoruz. Ruhumuza işledi. Tour de France üst üste 7 kez kazanan Lance Armstrong'un doping yapması, başarılarının silinmesi, ömür boyu men edilmesi...
Froome'un tam anlamıyla hak etmiş olduğu şampiyonluklar. En azından böyle olduğuna inanıyoruz. Armstrong çok yanılttı bizi. Çok! Tek inanmak istediğimiz yıllar sonra konuşulan temiz ve yeri dolu şampiyonluklar. Bazen ne kadar çıkmaza sürükleniyoruz. Bazense çocukluk anıları gibi basit ve düz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.