10 Haziran 2016 Cuma

İz Bırakmak; Beyaz Gölge

1980'ler ve onu takip eden yıllar... Bir dönüm noktası! Tamam, hemen akıllara siyasi çıkarlar, hayatlara vurulan darbeler gelmiş olabilir. Ki bunları da yok sayamayız. Çok uzaklara gitmeden mutlaka aile yakınlarınızdan birinin de okul hayatına set çekilmiştir, hakları elinden alınmıştır. 

Kimi hayatlara evlere hapisken kimisi bunu dışarıya açılan pencere olarak gördü. Siyaset konuşmayı sevmem, ne haddime. Açıkçası hiç de ilgi alanım değildir. O yüzden kendi alanımdan yani basketbol parkelerine, bir camın arkasından tanıklık edeceğiz. İlginçtir ki, konu başlığı basketbol olunca hemen hemen her yaştan ayrı dili konuşabiliyor veya heyecanları paylaşabiliyoruz. Yıl 1980 olsa dahi! 



Bir döneme iz bırakan ve de bırakmaya devam eden "Beyaz Gölge" bizlere basketbol coşkusunu aşılayan bir televizyon dizisinden çok daha fazlasıydı. 
Chicago Bulls takımının forveti olan Ken Reeves'in geçirdiği sakatlıktan ötürü mecburi emekliliğini açıklamaktadır. Ancak hayatı olan basketbolu bırakması söz konusu dahi olamaz. Artık nefesini Los Angeles Carver lisesinin basketbol koçluğunu üstlenerek verir. Aslında bir gerçekte var ki "koçluk" kavramı Beyaz Gölge dizisiyle müdahil olmuştur.

Dizinin basketbolu neden bu denli sevdiğimizi sebeplerinden biri de siyahi gençlerin şehirde yaşadığı sorunlarına odaklanmasıyla basketbol oynamanın yanı sıra hayat dersi niteliğindeki öğütlere yer vermesinden de geçer. 
Amerika'da başlayan ve her birimize dokunan "Beyaz Gölge" ülkemizde de 80'lere damgasını vurmuştu. Neşeli, farklı farklı oyuncuların buluştuğu Carver takımının koçları Reeves'e sırtlarını dayamışlardı. 

Beyaz Gölge'yi izlediğiniz takdirde Türkiye'de "Koçum Benim" dizisiyle akıllara geliyor. Her ne kadar ülkemizde bir dönemin basketbolu sevdirmiş olsa da halen daha konuştuğumuz ve izlediğimiz Beyaz Gölge bir döneme sığdırılamayacağının kanıtı niteliğinde.
Beyaz Gölge dizisi eleştirilere maruz kalmadı değil. Malumunuz Amerika'da hiç bitmeyen ırk ayrımı tartışmaları baş gösterdi. Esasında dizinin içinde bu ayrımın son bulması için yapılan uğraşlar varken anlamak güçleşiyor...
Ken Reeves rolünü canlandıran Ken Hovard bir kaç ay önce yaşamını yitirdi. Dizide de dediği gibi Beyaz Gölge misali...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.