6 Eylül 2016 Salı

Über Oyuncular, Vasat Oyun!

Birazdan izlenecek maç üzerine yorumlar, yarının programı derken, 4 yıllık hasret defterini 2016'da Rio olimpiyatları ile kapatmış oluyoruz. Tabi bu sürede bazı isimlerin vedasına, bazı sporcuların evrilişine, yeni rekorlara, şampiyonlara... Bir de yeni doping iddiaları, ihraç edilenler ve skandallar olimpiyatların peşini bırakmıyor. Aslında sporun!

Zira Olimpiyatların Rio'da gerçekleşmiş olması daha ciddi endişeler barındırıyordu. Bir yandan Zika Virüsü ve su kirliliği bir yandan da şehrin güvenlik zafiyeti sporcuları ve organizatörleri tehdit eder  duruma gelmişti.
Bunun yanı sıra "muhteşem şehir" Güney Amerika'nın ilk olimpik şehri olmaya hazırdı ve en üst seviye başarılar bekleniyordu. Bu konuda tam olarak istenilen verildi mi bu açık açık konuşulacak. Çünkü insanlarda tatmin duygusu olmadı. Phelps ve Bolt dışında dominant isimler yoktu!

İşin aslı diğer sporlarda da "tadı damağımda" kaldı diyebileceğimiz de yarışlar olmadı. Olimpiyatlar bu muydu? Yeni bir tartışma konusu! 

ABD basketbolu dedin mi şaha kalkar basketbol camiası... Rio Olimpiyatlarında fazla beklentilerin olduğu bir daldı aynı zamanda. Evet, şampiyon oldular da, sıradan bir oyunun ötesine geçemediler. Üstelik "dream team" söz konusuysa, birkaç kelam cümle ile geçilemezdi. 



LeBron James, Curry, Westbrook ve Harden gibi oyunculardan yoksun olan Amerikan takımı Klay Thompson, Jimmy Butler, Carmelo Anthony, Kevin Durant gibi oyuncularıyla olimpiyatlarda mücadele edecekti. Kaf dağının ardındaki gibi büyüleyici oyuncuların beklentilerin yüksek tutulduğu, en çok takip edilen takımın oluşturduğu oyun aynı tatmini veremedi. 
Tıpkı NBA maçlarını izler gibi saatlerimizi kurmuştuk. İşin aslı ilk başlarda çok farklı galibiyetler alarak ağzımızın suyunu akıtmayı başarmışlardı.

Daha sonra ne oldu peki? İşte burası muamma! Gruplardan elini kolunu sallayarak çıkan Amerika takımı; çeyrek finale ve yarı finalde epey zorlandı. Teknik fauller havada uçuşuyordu. NBA'den kalan alışkanlık başlarına dert açıyordu. Hatalı yürüme...
Amerika basketbolun her zaman handikabı oluyordu. İspanyollar yarı finalde sadece 6 sayı farkla yenip adını yazdırmayı başarmıştı.

Bu durgunluk finalde Sırbistan'ı 96-66'lık skorla canlandıracaktı. Evet, ABD şampiyon oldu ve beraberinde bir sürü soruyu beraberinde doğurdu. Akıllara ilk gelen ise diğer ülkelerinde Amerika basketbolunun seviyesine mi ulaştığı yoksa ABD oyununda düşüş mü olduğu? 
Yine de çekişmeli rekabet iyidir. Tat verir. Kaliteyi yükseltir. Ve ikinci, üçüncü ve diğerleri ne denli iyi olursa , birinci o derece daha iyi olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.