17 Şubat 2017 Cuma

Etki Altında Ferrer!

David Ferrer bundan sonra ne tür hoş veya nasıl karşılayacağımız “kişiye” kalmış duygu efektleriyle sürprizler yaşatacak bilemiyoruz. Aslında çok da zor değil; fakat biz onu ne yapsa da doğru kişinin yanlış zamanda kortlarda olacağını hatırlamaya devam edeceğiz. 
Her şey uçurum gibiydi, o kadar derindi ki, herkes kendi meselelerinde yoğruluyordu.  Ve yanından geçen her oyuncu hayatlarının akışına devam etmeyi tercih ettiler.

David Ferrer’in en büyük şanssızlığı Federer ve Nadal dönemlerine denk gelmesiyle beraber hiçbir zaman performansını ve de dinamiğini yansıtamamasıydı. Ki bilinen gerçek hiç de fena olmayan bir raket olduğuydu.
Bir İspanyol’un şaşmaz zemini toprak kort olacaktı şüphesiz ve bu noktada her daim Nadal tarafından milli takım havası estirmeden Valencia’ya gönderecekti Ferrer’i. Nedense hep acımasız davrandığımız zamanlarda, Ferrer’in de pek güllük gülistanlık bir alt yapısı olduğunu söyleyemeyiz.

Yaklaşık 13 yıllık antrenörü Javier Piles, Ferrer’in antrenmanlarda gösteremediği yeteneğini ve disiplinini cezalandırmak adına 3 saatliğine zifiri karanlık bir odada sadece az ekmek ve su ile bir dolabın içinde kapalı tutmuş biri. Tartışmaya fazlasıyla açık bir konu!


Ancak ne var ki Ferrer bu “cezadan” sonra çalışmalarının verimini arttırmış, yeteneğinin alameti farikasını göstermeye başlamış. David Ferrer her ne kadar Grand Slam özelinde olsa da, asıl ilgisi toprak kortlar olacaktı.

Aslında yeteneğine, çalışma şekline ve ait olduğu coğrafyaya baktığımızda ortada şaşılacak bir durum yok. Piles ile ilişkisi tam 13 yıl sürse de, Ferrer’in her zaman ikinci babam olarak atfedilmesinden geri alamıyor. Geçerli sebeplerde yok değil! 

Hepsini bir kenara bırakalım; Federer ve Nadal ikilisinin hegemonyasına hiçbir zaman yenik düşmedi fakat yinede kupaya uzanan son adımları da yapamadı. 2007 yılında ATP turnuvalarında Şanghay’da Federer’e karşı 3-0 yenildi. 
Yakın geçmişe 2013 Roland Garros’ta Nadal ile oynadığı finalde maçın hakkını verse de doğru insan, yanlış zaman kavramının sil baştan versiyonuydu. Her zaman Nadal ve Federer’in arkasından bir gölge gibi takip etti, bir de sonraları başlarına bela olacakları Djokovic çıkacaktı. Ve Murray…

Aslında Ferrer için fazla düzgün olmasından ötürü yazacak kelimeleri bir araya getiremiyor, çıkar ve oyununu oynar, rakibini tebrik eder (yenilse de) önüne bakar… Kendine güveni olmayan bir duruş sergilese de, ilk on içerisinde oluşu, açıklayıcı… Bütünüyle bakınca iyimser bir senaryo gibi olmasa da finalde tam bir Ferrer imajıyla adında iyimser bir hava bırakıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.