David Ferrer bundan sonra ne tür hoş veya nasıl
karşılayacağımız “kişiye” kalmış duygu efektleriyle sürprizler yaşatacak
bilemiyoruz. Aslında çok da zor değil; fakat biz onu ne yapsa da doğru kişinin
yanlış zamanda kortlarda olacağını hatırlamaya devam edeceğiz.
Her şey uçurum
gibiydi, o kadar derindi ki, herkes kendi meselelerinde yoğruluyordu. Ve yanından geçen her oyuncu hayatlarının
akışına devam etmeyi tercih ettiler.
David Ferrer’in en büyük şanssızlığı Federer ve Nadal
dönemlerine denk gelmesiyle beraber hiçbir zaman performansını ve de dinamiğini
yansıtamamasıydı. Ki bilinen gerçek hiç de fena olmayan bir raket olduğuydu.
Bir İspanyol’un şaşmaz zemini toprak kort olacaktı şüphesiz
ve bu noktada her daim Nadal tarafından milli takım havası estirmeden
Valencia’ya gönderecekti Ferrer’i. Nedense hep acımasız davrandığımız
zamanlarda, Ferrer’in de pek güllük gülistanlık bir alt yapısı olduğunu
söyleyemeyiz.
Yaklaşık 13 yıllık antrenörü Javier Piles, Ferrer’in
antrenmanlarda gösteremediği yeteneğini ve disiplinini cezalandırmak adına 3
saatliğine zifiri karanlık bir odada sadece az ekmek ve su ile bir dolabın
içinde kapalı tutmuş biri. Tartışmaya fazlasıyla açık bir konu!
Ancak ne var ki Ferrer bu “cezadan” sonra çalışmalarının
verimini arttırmış, yeteneğinin alameti farikasını göstermeye başlamış. David
Ferrer her ne kadar Grand Slam özelinde olsa da, asıl ilgisi toprak kortlar
olacaktı.
Aslında yeteneğine, çalışma şekline ve ait olduğu coğrafyaya
baktığımızda ortada şaşılacak bir durum yok. Piles ile ilişkisi tam 13 yıl
sürse de, Ferrer’in her zaman ikinci babam olarak atfedilmesinden geri
alamıyor. Geçerli sebeplerde yok değil!
Hepsini bir kenara bırakalım; Federer ve Nadal ikilisinin
hegemonyasına hiçbir zaman yenik düşmedi fakat yinede kupaya uzanan son
adımları da yapamadı. 2007 yılında ATP turnuvalarında Şanghay’da Federer’e
karşı 3-0 yenildi.
Yakın geçmişe 2013 Roland Garros’ta Nadal ile oynadığı
finalde maçın hakkını verse de doğru insan, yanlış zaman kavramının sil baştan
versiyonuydu. Her zaman Nadal ve Federer’in arkasından bir gölge gibi takip
etti, bir de sonraları başlarına bela olacakları Djokovic çıkacaktı. Ve Murray…
Aslında Ferrer için fazla düzgün olmasından ötürü yazacak
kelimeleri bir araya getiremiyor, çıkar ve oyununu oynar, rakibini tebrik eder
(yenilse de) önüne bakar… Kendine güveni olmayan bir duruş sergilese de, ilk on
içerisinde oluşu, açıklayıcı… Bütünüyle bakınca iyimser bir senaryo gibi olmasa
da finalde tam bir Ferrer imajıyla adında iyimser bir hava bırakıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.